İnsandaki üçüncü göz

Eski inançlara göre, hemen hemen her insanın üçüncü bir gözü vardı, ama insanlar çok günahkâr yaratıklardı ve tanrıları öfkelenerek bu gözlerden mahrum bıraktılar. Sonra insanlar çok savunmasız hale geldi, çünkü harika bir armağan kaybettiler, ve sadece seçilmiş, tövbe eden insanlara, tanrılar yine üçüncü gözünü geri getirdiler.

Bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışalım, üçüncü göz ve aslında bu beden ya da sadece efsaneler ve kurgular.

Üçüncü göz kavramı

Üçüncü göz gerçekten var olan bir organdır, ancak çoğu insanda derin uyku hali vardır. Ancak günümüzde, bu gözü uyandırmaya ve dolayısıyla eşsiz yeteneklere sahip bir kişiye bahşedilmeye yardımcı olan birçok farklı teknik vardır. Üçüncü gözün verdiği şey şu:

Üçüncü göz nerede?

Ana versiyonlardan biri, üçüncü gözün alnın ortasındaki kişide olduğunu, nihayetinde, gözün Budist tapınaklarındaki çok renkli görüntülerde alnın üzerinde gösterildiğine dair hiçbir şey olmadığını söylüyor. Ancak, çoğu modern bilim adamı, üçüncü gözün başın üstünde yer aldığını kabul etmişti. Bu yerdedir, üçüncü göz, düşünülemez güçlerle dolu olan ve insanları benzersiz dışlayıcı yeteneklere sahip olan uzaydan enerji yakalayabilir ve alabilir.

Günümüzde, bilim adamları zaten rahimde bile üçüncü gözün çocukta oluşmaya başladığını kanıtlamıştı, zaten mercekle, gerekli tüm reseptör ve sinirlerle doğmuştu, ama fetüsün yaşlandığı, üçüncü gözün ne kadar belirsiz bir şekilde ortaya çıktığı ve nihayetinde genellikle kaybolur. Bununla birlikte, iz bırakmadan kaybolmaz, bu organın bir hatırlatıcısı epifizdir, bu orta beyin bölgesinde çok küçük bir oluşumdur. Bu arada, sıradan bir insanın asgari büyüklükte epiphizisi varsa ve gramın onda biri kadar ağırlığındaysa, bu vücut ekstrasensör kabiliyeti olan kişilerde çok daha büyüktür.