Cerrahi olmayan blefaroplasti

25 yıl sonra, kadın göz çevresindeki deriye çok dikkat eder, çünkü bu alan kırışıklıkların erken oluşumuna eğilimlidir. Bugün estetik cerrahi, bu sorunu ortadan kaldırmak için birçok kozmetik işlem sunmaktadır, ancak gereksiz insizyonlar olmadan kusurları onarmak her zaman tercih edilir. Bu yazıda, üst ve alt göz kapaklarının cerrahi olmayan lazer blefaroplastisi gibi bir yöntem düşünülecektir.

Prosedürün özü

Üst göz kapaklarının nonoperatif blefaroplastisi, cildin CO2 lazerin nokta radyasyonuna maruz kalmasından oluşur. Cilt hücrelerinin yoğun şekilde yenilenmesine ve yüksek miktarda kollajen üretmesine neden olan mikrotermal hasar bölgelerinin ortaya çıkmasına neden olur. Ek olarak, göz kapağı derisinin derin ısınması gerçekleştirilir, bu da radyo frekans enerjisinin dermisin retiküler katmanına maksimum penetrasyonunu sağlar.

Alt sabit göz kapağı için daha az travmatik RF radyasyon kullanılır. Kaldırma sürecinin uyarıcı etkisinin uzun süre muhafaza edilmesinden dolayı vazodilatasyon, derinin derin tabakalarında kan mikrosirkülasyonunun gelişmesini teşvik eder. Alt göz kapaklarının transkonjonktival blefaroplastisinden farklı olarak, bu prosedür cildin iç tarafına bile zarar vermez ve yüzeyinde delik oluşturmaz. Bu nedenle, söz konusu yöntem, skar dokusu oluşumu riski olmadan tüm yaş grupları için uygundur.

Blefaroplastiden sonra rehabilitasyon

Sunulan lazer maruziyeti prosedürün küçük invazivliği nedeniyle uzun bir iyileşme süresi gerektirmez. Cerrahi olmayan blefaroplastiden sonra, örneğin Bepanten gibi yara iyileştirici merhemlerin ve jellerin yanı sıra göz çevresindeki cilt için kapsamlı hijyenik bakım uygulanması önerilir. Ek olarak, foto-koruyucu maddeler uygulanarak güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınmak istenir.

Prosedür için endikasyonlar:

Ek olarak, Asya gözlerinin Avrupalılaşması için blefaroplasti kullanılır, ancak bu gibi durumlarda cerrahi yöntem önerilmektedir.

Blefaroplastinin komplikasyonları

Göz önünde bulundurularak kozmetik manipülasyondan sonra, tedavi uzmanının önerilerine uyulması ve reçete edilen ilaçları düzenli olarak kullanması durumunda komplikasyon riski yoktur.