Antibiyotik tedavisi

Bazı hastalıkların tedavisi, enfeksiyöz ve enflamatuar sürecin patojenlerinin aktivitesini baskılayan yerel veya sistemik antibakteriyel tedavinin zorunlu kullanımını gerektirir.

Antibakteriyel tedavinin prensipleri

Antibiyotikler, aktivite spektrumu, farmakodinamik ve farmakokinetik özellikler açısından farklılık gösteren gruplara ve sınıflara ayrılır. Antibiyotiklerin amacı ve verilen bir ilacın seçimi çeşitli kriterlere dayanmaktadır. En önemli olanları düşünelim.

Katı kanıt

Modern antibakteriyel terapi, ancak vücutta yüksek olasılıklı veya kanıtlanmış bir bakteri doğasına sahip bulaşıcı bir süreç belirtileri olduğunda gerçekleştirilir. Antibiyotiklerin makul olmayan şekilde alınması mikroflorada direncin artmasına ve istenmeyen reaksiyon riskinin artmasına neden olur. Profilaktik antibiyotik tedavisi sadece şu durumlarda izin verilir:

Enfeksiyon etkeninin tanımlanması

İlaç, spesifik patojenlere karşı antimikrobiyal aktivitesinin derecesi dikkate alınarak verilmelidir. Bunu yapmak için, patojenin ve mevcut ilaçlara olan duyarlılığının belirlenmesini sağlayan bakteriyolojik bir çalışma gerçekleştirilir. Böyle bir analiz olmadan, en olası patojenler ve dirençleri hakkında bölgesel veriler dikkate alınarak bir antibiyotik reçete edilir.

Antibiyotik uygulamasının dozu, yolu ve sıklığı

Bütün bu faktörler, ilacın enfeksiyon odaklarında gerekli aktif konsantrasyonları oluşturma olasılığına bağlı olarak belirlenir.

Klinik etkinin değerlendirilmesi

Böyle bir değerlendirme, tedavinin başlamasından 2-3 gün sonra yapılmalıdır. Zehirlenme sendromunun gerilemesinin olmaması, vücut ısısındaki azalmanın, genel sağlığın iyileştirilmesinin yokluğunda, teşhisin doğruluğunu, antibiyotiğin değişimini açıklığa kavuşturmak gerekir.

Antibiyotik tedavisinin komplikasyonları

Antibiyotiklerin alınması sonucunda, en sık aşağıdaki komplikasyonlar ortaya çıkar: