Posthemorajik anemi

Posthemorrhagic anemi kan kaybının sonucudur ve insan kan plazmasındaki demir içeren elementlerin eksikliği ile karakterizedir. Akut ve kronik olmak üzere iki tür anemi vardır. Semptomlar, nedenleri ve tedavi yönteminde farklılık gösterirler, bu nedenle tedaviye başlamadan önce, doktorun hastalığın şeklini belirlemesi gerekir.

Kronik posthemorrhagic anemi

Kronik anemi aşağıdaki belirtilerle karakterizedir:

Hastalığın klinik tablosunu belirlemeye yönelik temel kriterler, kaybedilen kan miktarı, son kullanma oranı ve kan kaybı kaynağıdır.

Kronik anemi formu, mide-bağırsak kanamasını (örneğin ülser) veya jinekolojik ve ürolojik hastalıkları provoke eden uzun süreli orta dereceli kan kaybına bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, bu hastalıkların varlığında, anemiye karşı önlemler alınır.

Akut posthemorajik anemi

Akut anemi, büyük miktarda kanın hızlı bir şekilde kaybedilmesinin bir sonucu olarak gelişir, bu yüzden oksidatif süreçler gelişir. Posthemorajik aneminin şiddetli veya orta şiddeti, kan kaybının miktarı ve miktarına ve ayrıca yaşamın yeni koşullarına bağımlılık derecesine göre belirlenir.

Akut kan kaybı, kan damarlarının duvarlarının, travma veya çeşitli hastalıkların tahribatını tetikleyebilir, örneğin:

Ayrıca, kan damarlarının duvarlarının tahrip edilmesi hemostaz sisteminin bozulmasından kaynaklanabilir.

Anemi tedavisi

Anemi tedavi edilirken yapılacak ilk şey, hastalığın nedeni olduğu için kanamayı durdurmaktır. Sonra şok karşıtı önlemleri uygulayın. Gerekirse kan dökülür. Bunun nedenleri:

Bir terapi olarak, poliglucinum günde iki litreye kadar kullanılır. Mikrosirkülasyonu iyileştirmek için, rheopolyglucin veya albumins kullanılır. Kanın reolojik özelliklerini iyileştirmek için, 1: 1 oranında rheopolyglucin içinde eritrosit kitlesi seyreltin. Komplekste bulunan bu ilaçlar hastayı anemi ile tedavi edebilir.